2022-10-21 13:26:00
Hep korkardım zaman hızlı geçiyor, yetişemiyorum diye. Öyle ki, yılları karıştırır
olmuştum.
(2020’deydik en son mesela)
İlk kez zaman geçmiyor. Sabretmek zorunda kalınca işin rengi değişiyormuş.
Sabretmek...
Beklemek...
Umut etmek...
10 gün önce sorsanız “zor olan nedir?” diye, aklıma ilk gelen affetmek olurdu.
Ama değil!
Uzun uzun dalıp gitmenin ardından yaşadığım ağlama krizleri, hayatımın her
anını hatırlıyor olmam, fotoğraflara bakamıyor olmam... Çok yorucu.
Kendi ruh halimden başlayıp varmak istediğim konu ise sadece şu;
SEVDİKLERİNİZE KOCAMAN SARILIN. Onlara ağız dolusu “SEVİYORUM “ deyin.
Mesleğinizi, karakterinizi, geleneklerinizi, el alemi... bırakın bi kenara. Elinizi
kalbinize koyun ve tüm sevdiklerinizi düşünün, derin nefes alın... Şimdi, hemen
arayın O her kimse. Ya da kalkın gidin yanına. Sebebe gerek yok, açıklamaya
gerek yok, alacağınız cevabın ya da tepkinin de hiç önemi yok.
Seviyorum söyledim,
Seviyorum geldim,
Seviyorum sarıldım...
İşte bu kadar.
“Yeter ki yanımda olsun, sımsıkı sarılacağım” demek ve bu yüzden beklemek
çok ama çok daha zor, inanın bana.
Çatık kaşa ne gerek var?
Suratsız olmaya ne gerek var?
İnada ne gerek var?
Evin dağınık kalsın boşver!
Akşama yemek yapamamış olman da sorun değil.
Sevdiğin insanlar yanındaysa ve sağlıklıysa zenginsin.
Hâlâ mı aramadın!!!
Ya bi daha sesini duyamazsan?
Yüksek sesle dua ediyorum sizin için;
BEKLEDİĞİNİZ KİMSE, DİLERİM Kİ EN KISA ZAMANDA KAVUŞUN...
Ben mi?
Ben çocukluğumu bekliyorum. En güzel anılarımı, kocaman kahkahalarımı
bekliyorum. Paylaştığım kurabiyenin kokusunu, evin ortasında sallandığım
salıncağımı bekliyorum. O’nun bana güç veren sesini , eşsiz kalbini bekliyorum.
Yani ben;
Çok ama çok yakışıklı bir KAFKAS KARTALI'nı bekliyorum...
Ve biliyorum;
Bizleri de, bitmeyecek bir bahar bekliyor...