×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Yayın İlkelerimiz Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Tepebaşı Odunpazarı Bölgesel Ekonomi Siyaset Asayiş Eğitim Gündem Sağlık Yaşam Spor Eskişehir tanıtım İlçeler Röportajlar

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri Kripto Para borsası Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Ali'den Başka Yiğit Yok Zülfikar'dan Başka Kılıç Yok

İçinde bulunduğumuz Allahın ayı olarak bilinen  Muharrem ayı İslam dini açısından önemli bir aydır. Alevilikte, Muharrem ayı, Hz. Hüseyin'in ve onun yakınlarının Kerbela'da şehit edilişini anma ve matem günlerini içerir.

Spor Kültür Sanat Yaşam 31/07/2023 13:58 31/07/2023 14:04

A- A+

Nisa Başaran - Eskişehir

İçinde bulunduğumuz Allahın ayı olarak bilinen  Muharrem ayı İslam dini açısından önemli bir aydır. Alevilikte, Muharrem ayı, Hz. Hüseyin'in ve onun yakınlarının Kerbela'da şehit edilişini anma ve matem günlerini içerir. Kerbela olayı, İslam tarihinde büyük bir öneme sahiptir Alevi topluluğunda matem ve yas dönemlerinde hatırlanır. Hadis kitaplarına göre aşure gününe bu ismin verilmesinin hikmeti, Allah'ın aynı gün 10 peygamberine 10 değişik ikram ve ihsanda bulunmasıdır. Muharremin 10. günü yani Aşure Günü tarihte bir çok olayın meydana geldiği gün olarak rivayet edilir. İşte aşure günü meydana gelen 10 olay: 

1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak
Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a.s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur. 
Bu dönemde cemaatler, ibadetlerini gerçekleştirir, dini törenler düzenler ve Hz. Hüseyin'in hatırasını yaşatır.Bu ay, Müslümanlar için birliği ve dayanışmayı pekiştiren, manevi anlamlar taşıyan bir zaman dilimi olduğu için Eskişehir Gazete olarak Cem evini ziyaret ederek Cem evinin Başkanı Dr. Ali Ulu  ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik.
Cemevi başkanı olarak cemevinin topluluğumuzdaki rolü ve önemi nedir? 

Cemevleri Anadolu'daki Alevi ve Bektaşi topluluğunun inanç merkezi olması anlamında inançlarını yaşayabildikleri burada kendi içlerinde ibadet ettikleri bir mekandır. Alevi Bektaşi toplumu için bir bir merkezdir. Öncelikle ibadet merkezi, sonra sosyal ,kültürel ve eğitim merkezi. Bu anlamda değerlendirdiğimiz zaman şu son 50 yıldır  iletişim merkezidir. insanların birbirleriyle iletişim kurdukları buluştukları birbirlerinden haber aldıkları bir merkez halinde. Ama öncelik tabii ki  ibadet. 

Cem adı verilen ibadet ve topluluk etkinliklerinin amacı hakkında bize bilgi verebilir misiniz? 

Cem çok geniş kapsamlı aslında başlangıcında Hazreti Muhammed'le Hazreti Ali ile birlikte  başlayan bir etkinlik. Bir inanç, bir yaşam biçimi, bir ibadet şekliydi. İmam Rıza bizim Türk  toplumu için önemlidir... Zeynel Abidin ve İmam Rıza ile birlikte Türkler İslamiyet'i kabul etmiştir. İslamiyet'i kabul ederken de dini ritüelleri beraberinde kabul etmiştir. Cem ibadeti içerisinde Türklerin kendi gelenek görenekleri binlerce yıldır içinde yaşamış olduğu, kendine özgü yaşam biçimlerini İslamiyet'le yorumlayıp bir inanç biçimi olarak ortaya koymuşlardır. Buna da biz cem diyoruz bir toplumsal arınma yeri yani bir dar yeri, dar demek  muhakemeye etme, değerlendirme, toplum içerisinde, toplum içerisinde insanların özüne dönüş hareketi değerlendirmek. Çünkü Cem'de yapılan ibadet şeklinde asıl amaç insanların insan olmaya yönelik yaşam biçimlerini belirleme ve değerlendirmedir. Bunun içerisinde ibadet de var. 
En önemlisi ibadet. Ama ibadetin yanı sıra insanların, bireylerin kendi özüne dönmesine yönelik muhakemesi ve değerlendirmesi vardır Insan tek başına bir varlık değildir. Toplumuyla bir varlıktır. Cem nerede? şimdi özellikle görgüce mi dediğimiz kendi toplumun içerisinde değerlendirilen cemlerde Toplumun o kişi hakkındaki düşüncelerini sorgulanması anlamında baktığınız zaman ahlaklı bir toplum üretmenin ortak paylaşımcı bir toplum üretmenin temelini oluşturan yer Cem'dir, meydandır. Bizler meydan deriz.  Biz kendi anlayışımızda insan olmanın birinci adımı o meydana çıkmaktır. İkrar vermektir. İkrar da insanların kendi topluluğu içerisine Kabul edilebilir olması lazım ki işte dedeler ve babalar halka sorarak bunlara şahit misiniz? Bunların bu yola hizmetini kabul ediyor musunuz diye sorgulaması nedeni o insanların kendi özünde insan olmaya yönelik kararıdır. İkrar demin en önemli artılarından birisidir. 

Cemevi topluluk üyelerinin sosyal hayatına nasıl bir işlev görür? 

Cemevi aslında baktığın zaman inancın yanı sıra toplumun tüm yaşantısında var. Kendine ait toplum. Çünkü bizim ülkemizde geneli bir kesime hitap ediyor diğer kesim daha yeni yeni kabullenir oldu. O da yeni bir açılım oldu. Bu konuyla ilgili en büyük açılımı bu Atatürk'le başlayıp en son Kemal Kılıçdaroğlu'yla biten bir süreç temelinin özelliği ibadetinin yanı sıra insanların ekonomik açıdan yardımları kültürel anlamda öze dönüşü sağlamak, özden kopmamayı sağlamak Bütünlük birlik içerisinde hareket etmeyi sağlamak için merkez olmasının özelliği çok fazla. Tabii sosyal dayanışma merkezi burası. Onun yanı sıra bilgi ve kültür edinmeye bilgi bilgilendirilme yeri. Günümüzde insanlar yalnızlaşıyor.Yaşam çevresine yabancılaşıyor. Herkes artık dünyadaki ekonomik ve sosyal değerlerin oluşumu içerisinde her birey yalnız yaşıyor ve yok oluyorlar. Yalnızlığa kalmak, yok olmak... Aslında esaretin bedeli oluyor. Çünkü davranış bozukları oluyor. Psikolojik nedenleri var bunların. Ama cemevleri bu iletişim ağı içerisinde birlikteliğiyle birlikte insanların sağlıklı insan olmasını sağlıyor. Çünkü yalnızlıktan kurtarıyor. Yanında etrafına bir topluluğun olduğu, onunla ilgili ona yakın düşünen insanların o varlığı açısından önemli bir değer. 

Cemevinde düzenlenen etkinlikler ve bu topluluk bir araya gelmeleri topluluk dayanışmasını nasıl güçlendirir? 

Varlıkta var olmak, yoklukta yokluğu bilip ona var etmek önemli. Cemevlerinin bir görevi de kendi toplumu içerisindeki insanların ihtiyacı olduğu zaman hastalıkta yada  düğününde  yan yana olmak.


Topluluk içinde yaşanan sosyal sorunlarla ilgili olarak cemevi başkanının ve cemevi yönetiminin rolü nedir? 

Her gün ister istemez toplum başkanı toplumun lideri Alevi toplumunun kendi bölgesindeki lideri...Eskişehir'e baktığınız zaman 22 köy var 40 tane dernek var. Alevi Derneği yani köy dernekleri ama hepsi Aleviler olduğu için Alevi dernekleri Öyle veya böyle toplumun her türlü sorununu bir şekilde çözümünle katkıda bulunmak zorunda. Insanlarda ortak bir ayda da buluşturmak zorunda. Yani sağ olsunlar, var olsunlar. Liderliğin getirdiği konumdan dolayı da herkese ihtiyacını karşılamak zorundasın. Elinden geldiği kadar yardım etmek zorundasın gecesi gündüzü yok. Yani Cemevi Başkanı dediğin zaman ister istemez öncelikle cenazelerde var olmak zorundasın. Gece oluyor gündüz oluyor,her an her şey oluyor. İnsanlar arıyor  ihtiyaçlar için yada devletle olan ilişkiler olabiliyor, başka kurumlarla ilişkiler olabiliyor. Oralarda tıkandıkları noktada yardım beklentisinde muhakkak ilk önce cemevini arıyorlar. Kültürel her aktivitede yanlarında istiyorlar. Sosyal aktivitelerin düğünlerinde yanlarında istiyorlar. Görmek istiyorlar. Çünkü kendinin varlığını, bizlerin varlığını öyle ispat ediyoruz biz birbirimize. Çünkü onlar varsa cemev başkanı var. Cemev başkanı varsa onlar için var. Bunlar önemli kriterler. Şu anda toplumda bu tür değerler yok olmuş gitmiş ama biz ister istemez bu makamlar hiçbir beklentisiz maneviyata daha dayanır makamlar. Ve bunu yaparken de gönüllülük esas. Inanç esas. Inançsız bir insanın buralarda olması mümkün değil. Inanman gerekiyor. Önce insana inanacaksın. Çünkü iyi insan olmak zorundasın. Kendi içinde iç dünyanda kendim iyi insanım demekle bu iş olmuyor. Toplumun gözünde iyi insan olmak zorundasın. aksi takdirde toplum çok acımasız. Acımasızlığının karşısına sen yine de ellerinden tutmak, yardım etmek sıkıntılı hallerinde yanlarında olmak zorundasın. Çünkü Alevi Bektaşi toplumu yüzyıllardır ezilen bir toplum. Ötekileştirilen hiçbir şekilde var edilmeyen bir toplum. öteki olmak zor. Öteki olduğun zaman varlığını birbirine kenetlenerek sürdürebiliyorsun. Cemevi başkanı olarak da benim görevim toplumu bir arada tutabilmek. Hem inanç çerçevesinde hem sosyal çerçevede bir arada tutmak zorundayız. Bizim bütün gençlerimiz birbirini tanımak zorunda çünkü biz sürekli toplumsal baskı, değer dediğimiz bizi ötekileştirenlere karşı onların da gözünde yok edilmeye hazır topluluklarız. Çünkü aslında dinle hiçbir bağlantısı olmayan kişi bile alevi deyince uzaklaşıyor. Çünkü ona yabancıyız biz onlara yabancı değiliz...  Anadolu topraklarında Alevi olmayan biri için Aleviler onlara yabancı. Çok bilmiyorlar,tanımıyorlar... İbadetimizi bilmiyorlar. Yaşam tarzımızı bilmiyorlar... Onun için de cemevi ve yönetiminin ve başkanının görevi bizim dışımızdaki insanlarla da diyaloğu kurmak. Onlara kendimizi tanıtmak onlarla birlikte birlik olabilmek, can cana olabilmek. Çünkü kendi toplumumuzda biz can cana olabiliyoruz.İslamiyet'i başka şekilde yaşayan insanlarla da iç içeyiz. Çünkü biz bu topraklarda ortak yaşıyoruz. Ortak alanlarda yaşıyoruz. günümüzde, iş yerimizde, boş vaktimizde, tatilimizde, her acımızda sevincimizle beraberiz. Tabii ki iç içeyiz. Mesela dün, On matem Muharrem için Müftümüz ziyarete geldi. Her sene sağ olsun geliyor. Konuştuğumuz zaman birbirimizden farkımız olmadığını, aynı çerçevede düşündüğümüzü konuşuyoruz ama kapının dışına çıkınca başka şeyle karşı karşıya kalıyoruz. Müftüyle benim aramdaki fark şu, ben cemiyet başkanıyım.. En temel fark o para için yapıyor bu işi bizler gönülden yapıyoruz. Dini parayla değerlendiriyorlar. Para almasa müftü olmayacak. Para olmasa camide imam olmayacak. Bizim dedelerimiz para almıyor. Babalarımız para almıyor en büyük temel fark bu. Yani baktığınız zaman bir dini ilişkiyi ve tanıtımını  para karşılığı yapıyorsan o inanç inançlıktan çıkıyor.

YORUM YAP

Yorum yapmak için üye olmanız gerekmektedir. Giriş için lütfen tıklayınız

haber yazılımı, haber paketi, haber scripti | Copyright © 2024